Kıbrıs gezilecek yerler bakımından Türkiye’nin hem stratejik öneme sahip hem de tarihi ve görsel güzellikleriyle tam bir tatil adası konumunda. Bu yazımızda Karpaz’dan Lefkoşa’ya KKTC 3 günlük gezi planını bulacaksınız. Kıbrıs’ta gezilecek yerleri, Kıbrıslı bir yazarın ayak izlerini takip ederek, KKTC’yi keşfetmeye ne dersiniz? İşte Kıbrıs 3 günlük gezi rehberi…
İçindekiler
1. Gün
ZAFER BURNU
Karpaz’da güneşe ilk merhaba
Yeryüzünde başka nerede, ülkenin üzerine doğan güneşi ilk yakalayan olma şansına sahip insanlar var; bilmiyoruz. Ama burada, bu küçücük adanın insanlara sunduğu en güzel armağanlardan biri bu. Kıbrıs’ın efsanevi kralı yontucu Pygmalion’un, rüyalarındaki kenti kurmak için neden burasını seçtiğini daha iyi anlıyoruz.
APOSTOLOS ANDREAS MANASTIRI
Apostolos Andreas, kendi halinde bir balıkçıyken, vaftizci Yahya’nın mucizelerine kapılıp onun müridi olmuş. Fakir balıkçının imanını gören İsa, ona “ilk çağrılan” anlamına gelen o Protoklidos adını vererek, dini yayması için yollara düşmesini söylemiş. Makedonya, Teselya, Karadeniz, Marmara derken Kudüs’e doğru yelken açmış, Apostolos Andreas.
Açmış ya, birdenbire Akdeniz’in ortasında gemide bir damla suyun kalmadığı farkedilmiş. Ancak Apostolos Andreas kaptana endişe etmemesini ve geminin burnunu Karpaz yarımadasına doğru çevirmesini söylemiş. Kıyıya indiğinde, denizin hemen yanı başındaki bir kayaya asasıyla vurmuş. Ve birden kayanın ortasında açılan yarıktan buz gibi bir pınar fışkırmış.
1800’lü yılların sonlarına doğru, dağ, Papa Ionnis Oichonomus, suyu bulduğu rivayet edilen yere, onun adına bir manastır inşa ettirmiş.
Apostolos Andreas Manastırı, Karpaz yarımadasındaki son yerleşim olan Dipkarpaz köyünden zafer burnuna giden yolun yaklaşık 20. Km’sinde deniz kenarındaki kayalıklar üzerinde duruyor.
İki katlı bir yapı. Kesme taşlardan yapılmış, zemin katta, iki yüz kişinin ayin yapabileceği bir kilise ile bir sunak odası bulunuyor. Ahşap olan üst kattaki odalarda ise bir zamanlar rahipler, rahibeler, keşişler ve tabii ki misafirler kalıyormuş.
Hristiyanlığın Kıbrıs’a adım attığı yer olan Karpaz Yarımadası’nın ucundaki Apostolos Andreas Manastırı, bugün bile adamın Rum cemaati için önemli bir ibadet yeri. Savaş sonrasında manastırda kalan az sayıdaki rahibeden, bugün sadece ikisi hayatta.
Yalnız manastır ve hür eşekler
1974 öncesinde, savaşın özgür kıldığı eşekler, Karpaz bölgesinde yaşayan Rumlara aitmiş. Savaşta sahipleri onları bırakıpta Güney Kıbrıs’a göç edince onlarda bağımsızlıklarını ilan etmiş. Ovalarda, tepelerde, doğal ortamlarına çoğalıp, bugün “Kıbrıs’ın Hür Eşekleri” olarak turistik öğeler kervanına katılmış.
Bölgedeki hür eşekler: Dipkarpaz-Manastır güzergahından geçen tüm yolcuları süzüyor. Kameralara poz vererek turizme katkıda bulunuyor.
ALTIN SAHİL
Özgür eşekleri arkamızda bırakıp, yolumuza devam ediyoruz. Yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuktan sonra altın sahil, bütün güzelliğiyle gözlerimizin önüne seriliyor. Üç buçuk dört kilometre uzunluğunda iki yüz metre derinliğindeki sahil, pırıl pırıl altın rengi kumlardan almış ismini.
SALAMİS KENTİ
Sürgün Tefkros’un kenti
Mağusa yolu üzerine, kentin 8 km kadar kuzeyinde bulunan Salamis Harabeleri, KKTC ‘de gezilecek yerler arasında yer alıyor. Kentin kuruluşunda, Troya Savaşı’nın etkisi büyük.
Savaş sırasında kardeşinin intiharını önleyemeyen Tefkros, Yunanistan’daki Salamis kralı babası tarafından ülkeden kovulunca, savaş sırasında esir aldığı bir grup Köleyle Kıbrıs’a gelmiş ve İÖ 1184 yılında Salamis kentini kurmuş.
BARNABAS MANASTIRI
İlk Hristiyanlar
1992 yılında restore edilerek, ikon ve Arkeoloji Müzesi olarak hizmete sokulan St. Barnabas Manastırı, Salamis’ten Lefkoşa’ya giderken yol üzerinde ve harabelere birkaç km uzaklıkta.
Anlatıya göre;
Salamisli Yahudi bir ailenin çocuğu olan St. Barnabas, M.S 45 yılında St. Paul’le birlikte Hristiyanlığı yaymak için çalışmalara başlayınca, öfkeli Yahudi vatandaşları tarafından öldürülüp, daha sonra gömülmek üzere cesedi bir bataklığa saklanmış. Ancak cinayeti gizlice izleyen öğrencileri, Barnabas’ın cesedini bataklıktan çıkarmış.
Göğsüne, St. Mathews İncilli’nin kopyasını da koyarak, Salamis’in batısındaki bir harup ağacının altına gömmüşler. Aradan 400 yıl geçtikten sonra Piskopos Anthemios bir gece rüyasında St. Barnabas’ın gömülü olduğu yeri görünce mezarı açtırmış. Cesedin yanında St. Mathews İncili’nin kopyası bulununca, mezarın St. Barnabas’a ait olduğu anlaşılmış ve İstanbul’a götürülmüş. Dönemin Bizans İmparator’u Zeno, St. Barnabas’ın bulunduğu yere bir manastır yaptırmış.
Bugün müze haline getirilen manastırda, çevredeki kazı bölgelerinden çıkarılan antik eserlerle, manastıra ait ikonlar sergileniyor.
2. Gün
MAĞUSA
Tarihin donduğu liman
M.Ö 285 yılında Mısır Kralı Ptoleme tarafından kurulan kent Araplar, Lusignanlar, Venedikliler ve Osmanlılara kadar pek çok kez el değiştirmiş. Her gelen kendinden bir iz, bir eser bırakarak gittiği için Mağusa, bugünkü haliyle bile tarihle iç içe bir kent görüntüsü veriyor.
Resim: Girne merkezinde, kıyıdan içerilere doğru uzayıp daracık sokakların yanında, kale bütün ağırlığıyla kendini gösteriyor. Yat limanı ise açık deniz rüzgarlarına karşı bir mendirekle örtmüş yüzünü.
MARAŞ
Savaşın hemen ardından Rumların terk ettiği ve büyük bir bölümü günümüzde açılmış olan Maraş’a gitmek üzere surların liman kapısından geçiyor ve sahil boyunca ilerlemeniz gerekiyor. Dikenli tellerin ardında, hala savaşın yaralarını gövdelerinde taşıyan binalarıyla Maraş karşınızda. 1974 öncesi Kıbrıs’ın turizm merkezi olan ve “Küçük Paris” diye anılan koca kent, şimdi bir hayalet. Maraş’ı tellerin arasından ve Belediye Plajı’nın kumsalından seyredebilirsiniz. Koca koca vinçler, 1974’te bırakıldığı gibi, yarım kalmış inşaatların üzerinde sallanıyor.
LEFKOŞA
Dünyanın bölünmüş son başkenti
Surlar içindeki eski kente, kuzey yönündeki Girne kapısından giriyoruz. Günün geri kalanını burada, sınır gezileri ve alışverişlerle tamamlayabilirsiniz.
3. GÜN
GİRNE
Akdeniz akşamları
Kuzey Kıbrıs’ın gezilecek yerlerinin son gününde programımızda Girne var. Cıvıl cıvıl haliyle turistlerin uğramadan geçemediği bir alışveriş ve eğlence merkezi. Girne aynı zamanda adaya şansını denemeye gelenler için casinoların işletildiği çeşitli otellerle dolu.
BUFAVENTO KALESİ
Mutluluğu gizleyen 101. oda
Beşparmak dağlarının 950 metre yüksekliğindeki tepelerini kondurulmuş kaleye ulaşabilmek için, arabamızı park edip yaklaşık 2 km uzunluğundaki dar keçi yolundan tepeye doğru tırmanıyoruz. Latincede “Rüzgara baş eğmeyen” anlamına gelen Bufavento, Bizanslar döneminde Arap akınlarına karşı beşparmaklar ağ yapılan üç kaleden biri ve çok sağlam bir şekilde günümüze ulaşabilmiş.
Efsaneye göre, bu üç kalenin toplam 101 odası var. Ve bugüne kadar kimsenin bulamadığı 101. Odayı kim bulursa sonsuz mutluluğun ve hazinenin sahibi olacakmış.
BELLA PAİS MANASTIRI
Ak giysili rahibelerin mekanı
Kuzey Kıbrıs gezilecek yerlerin dönüş yolu üzerinde dağın eteklerine kurulmuş Bella Pais köyüne uğramayı da ihmal etmeyin. Köyün meydanında, bütün görkemiyle yükseliyor tarihi Bella Pais manastırı.
Bir zamanlar, içinde beyaz giysili rahibelerin dolaştığı manastır, yaz aylarında uluslararası festivallere ve konserlere ev sahipliği yapıyor.
Kuzey Kıbrıs gezisini noktalamak için, manastırın bahçesindeki Kybele Lokantasını seçiyoruz. Eski bir köy evi gibi dekore edilen bu mekanda, minderlerle çevirili bir yer sofrasında Fransız, Türk ve İngiliz mutfaklarından harmanlanmış nefis bir yemeğin üzerine kahvelerimizi yudumlarken, üç günlük Kıbrıs gezisinin yorgunluğunu da omuzlarımızdan atıyoruz.
Kıbrıs Gezi Rehberi
Kuzey Kıbrıs, Akdeniz’in ortasındaki konumu, zengin tarihi, görkemli kaleleri sırtlayan Beşparmak Dağları, portakal bahçeleri ve uzun kumsalları ile güneyde tatilin önemli adreslerinden.
KKTC Yolculuğu planlarken
Kıbrıs’a giriş T.C. vatandaşları, pasaportları veya nüfus cüzdanları ile K.K.T.C.’ye girebilir.
Telefon Kuzey Kıbrıs, telefonla haberleşmeyi Türkiye üzerinden sağladığı için Türkiye’den yapılacak aramalarda K.K.T.C. kodunu çevirmek yeterli.
KKTC’de Alışveriş
Kıbrıs’a özgü el işlerinin fiyatları Lefkoşa’da daha hesaplı. Arasta yolu üzerindeki eski Vakıflar Pasajı ve Bandabuliya’daki eski hal binası alışveriş için uygun. El Sanatları Derneği’nin dantel işleri ve sadece Kıbrıs’ta bulunan “Lefkara işi” örtüler, ilgi çekici.
Kıbrıs’ta Gezilecek Yerler
Üç günlük Kıbrıs turu için görülmeye değer yerlerden birkaçını sizler için derledik. Resmi tatillerde ören yerleri kapalı.
Antik Karpasia Kenti ve Aylos Philon Kilisesi
Dipkarnaz köyünün yaklaşık 4 kilometre kuzeyinde, kayalık bir körfezde bulunan Karpasia’nın tarihi MÖ. 1050’den ortaçağa kadar uzanıyor. Kentin, Yontucu Kral Pygmalion tarafından kurulduğunu anlatan ilginç bir efsanesi de var. Kıbrıs’ın en eski piskoosluk merkezlerinden biri olan Ayios Philon Kilisesi de burada. Kilise, MS 400’lü yılların başında, MÖ 6. yy’dan kalma bir tapınak kalıntısı üzerine kurulmuş.
Engomi (Alasia) Harabeleri
Engomi Harabeleri, Harabeler, St. Barnabas Kilisesi’nin güneybatısında, Lefkoşa’ya giden yol üzerinde. MÖ 2 bin yıllarında kurulan kent, Pedios Deresi’nin (Kanlı Dere) taşıdığı alüvyonlarla kıyıdan 5 km kadar uzaklaşmış. Ard arda yaşanan yer sarsıntılarına bir de Akaların saldırıları eklenince, kent MÖ 11. yy’da tamamen terk edilmiş. Kenti gezebilmek için, giriş kapısındaki Eski Eserler ve Müzeler Dairesi görevlilerinden bilet almak zorundasınız. Doğanın ve insanların yıkımına hala direnen kentin, yolları, “Sütünlu Ev”, “Bronzlar Evi” otlar arasında kalmış.
Mevlevi Tekke
Lefkoşa’da, Girne kapısıyla Atatürk Meydanı arasında bulunan Mevlevi Tekkesi, 17. Yy’dan kalma. Semahane ve türbe 1962’de restore edip Kıbrıs Türk Etnoğrafya Müzesi haline getirilmiş. İçinde, eski semahaneden kalan Mevlevilere ait giysiler, müzik aletleri, Osmanlı devrine ait fermanlar, Kuran-ı Kerim’ler, halılar ve el işlemeleri sergileniyor.
Bedesten
Lefkoşa’daki Bedesten, bitişiğindeki Selimiye Camii gibi, gotik tarzda bir kiliseden çevrilmiş. Bugün, sanatçılar tarafından atölye olarak kullanılıyor.
Lamboussa
Girne’nin 12 km batısında, Lapta yakınlarında deniz kıyısında bulunan kalıntılar, Homeros’a göre MÖ 1200 yılında Troya savaşlarından dönen Akalar tarafından, Salamis ve Baf kentleriyle birlikte, “Lapithos” adıyla kurulan Lamboussa Krallığı’na ait. Erken Hıristiyanlık ve Bizans döneminde zenginliğiyle tanınan kente, “parlak” anlamına gelen Lambaussa adı verilmiş. Arap akınları sonucu tahrip olan kentten kalan hazineler, şimdi New York Metropolitan Müzesi’nde.
Mavi Köşk
İtalyan asıllı Rum olan Paulo Paloides tarafından yaptırılan Mavi Köşk, bu özenle yaptırılmış köşkte mafya avukatlığı yapıyormuş. Aynı zamanda Silah kaçakçısı olan Paloides’in bu mekanı tüm sırlarıyla çok özel. Mavi Köşkle ilgili en ilginç detaylardan biri, hiçbir yerden görünmüyor oluşu. Paolides, rahat bir şekilde silah ticareti yapmak için, kendine adeta görünmez bir kale yaptırmış. Kıbrıs gezilecek yerler listenizde tavsiye ettiğimiz gezi yerlerinden olan bu köşke mutlaka zaman ayırın.
1
